Denizi ve balığı seviyorum. Bunu daima söyledim. Hatta hiç saklamadım. Deniz ve balık beni mutlu ediyor. Bu nedenle, av yasağının sonlanması beni mutlu etti. Balıkçılar, 1 eylül 2025 tarihi itibarıyla “vira bismillah” dedi. Av sezonu açıldı. Böylelikle, artık daha taze ve daha yağlı balıklar yiyebileceğiz.
Konu Başlıkları
Balıkçılar Vira Bismillah Dedi: Yeni Sezon Başladı
Denizlerimizin bereketiyle geçimini sağlayan balıkçılarımız, uzun bir aradan sonra yeniden “vira bismillah” diyerek denize açıldı. Aylarca beklenen o an geldi çattı, tekneler gece karanlığında motorlarını çalıştırıp ufka doğru yol aldı. Onların heyecanı, aslında hepimize yansıyan bir heyecan. Çünkü balık yalnızca soframızı değil, kültürümüzü ve ruhumuzu da doyuran bir değer. Mudanya bir sahil ilçesi, Yazılarımdan burada yaşadığımı biliyorsunuz. Ancak balıkçılık çok popüler değil burada. Yani büyük balık tekneleri çok az. Daha turistik bir ilçe. Buna rağmen, balık ise bol. Kısacası, balık yiyen çok. Ancak burada tutan az. Her şeye rağmen, kıyıdan balıkçıları izlemek ise şahane! Ben seviyorum. Bu benim hobim… Bir nevi, iş makinesi izlemek gibi 🙂

vira bismillah
Uzun Bekleyişin Ardından Gelen Sezon
Her yıl belirli bir dönemde uygulanan av yasağı, balık neslinin korunması için büyük önem taşıyor. Bu süreçte balıkçılar teknelerini onardı, ağlarını yeniledi, sezon için tüm hazırlıklarını tamamladı. Şimdi ise umut dolu bir başlangıç zamanı. “Acaba bu yıl deniz bize neler sunacak?” sorusunun cevabını sabırla bekleyecekler. Bu sabırları ise takdire şayan. Çünkü, aylarca işiniz olmuyor. Sonrasında ise sezon bir anda başlıyor. Balıkçılar, balık bulduğu her gün çalışıyor. Zorlu bir mücadele aslında.
“Vira Bismillah”ın Anlamı
Balıkçılar denize açılırken hep bir ağızdan söyledikleri o söz var ya… O söz, “Vira bismillah.” Hem bir dua, hem bir niyet, hem de bir enerji kaynağıdır aslında. “Hadi başlayalım, Allah bereketli kılsın” demektir. Yıllardır süregelen bu gelenek, teknede çalışan herkesin yüreğine cesaret verir. Deniz çoğu zaman durgun görünür. Ancak deniz tehlikelere açıktır. O nedenle, yola dua ile çıkmak insanların içini rahatlatır. Benim gözlemim bu yönde.
Teknesi olan biri değilim. Ancak teknesi olan tanıdıklarım var. Ben ise her yola çıktığımda besmele çekerim. Her ihtimale karşı, kendimi rahatlatırım. Bu duygu, ona benziyor. Evet, yol tehlikeli olabilir. Ancak bir nevi ekmek kapısı. Ne yoldan geçiliyor ne de serden… Bu nedenle, besmele ile işe başlamak anlamlı bir durum!

vira bismillah
Denizden Sofraya Uzanan Yol
Balıkçılık yalnızca denize açılıp ağ atmak değildir. Bu işin arkasında koskoca bir zincir vardır. Limanda balık halleri, nakliye işleri, pazar tezgâhları, hatta soframızdaki kızarmış balığın kokusuna kadar uzanan bir yolculuktur. Yeni sezonun başlamasıyla birlikte, bu zincirin her halkası yeniden canlanıyor. Bu yüzden balıkçının heyecanı sadece ona ait değildir; hepimiz bu döngünün bir parçasıyız.
Dediğim gibi, Mudanya’nın her yanı balık restoranı. Ben ise balık yemeyi seviyorum. Farklı yerler kazanç sağlasın diye, genellikle farklı yerlere gidip tüketiyorum. Dolayısıyla, dışarıdan kolay gibi görünen bir iş olabilir. Ancak zor ve birçok ailenin geçim kaynağı. Diğer yandan özel ve güzel bir sektör.
Doğaya Saygı: Gelecek Nesillere Bırakacağımız Miras
Balıkçılık, doğaya saygıyı en çok hissettiren mesleklerden biridir. Deniz ne verirse onu almak, ama fazlasına el uzatmamak gerekir. Sürdürülebilir balıkçılık denilen şey aslında çok basit bir anlayış: Bugünün rızkını alırken yarının bereketini korumak. İşte bu yüzden balıkçılarımıza düşen en büyük görevlerden biri, avı doğru zamanda, doğru şekilde yapmak. Böylece gelecek nesiller de denizden rızkını çıkarabilsin.
Elbette, bazı bölgelerde yetiştirme balıkçılık da tercih ediliyor. Yer yer balık çiftlikleri ön plana çıkıyor. Bir keresinde, vapura bindiğim an balık çiftlikleri ile karşılaşmıştım. Çok duygulanmıştım. Kimi zaman Türk somonu tüketiyorum. Elbette tadı güzel. Birçoğunun çiftlik balığı olduğunu ise biliyorum. O ise ayrı bir sektör. Ancak daha iyisi elbette direkt olarak denizden tutulanı…
Gece Başlayan Yolculuk
Balıkçıların çoğu gece denize açılır. Ay ışığında ya da dalgaların karanlıkta parlayan köpüklerinde başlayan yolculuk, insana tarifsiz bir his verir. Bir yanda umut, bir yanda belirsizlik… Teknelerin ışıkları, deniz üstünde süzülen yıldızlar gibi gözükür. İşte o anda “vira bismillah” sözünün ne kadar derin bir anlam taşıdığını daha iyi anlarsınız.
O nedenle, eylül ayı ile birlikte “vira bismillah” diyenlerdenim. Balıkçılara, kazasız belasız bir dönem diliyorum. Aynı zamanda, benim sezonum açılıyor. Blog için yeni bir ay demek, yeni yazıların müjdecisidir. Yeni yazılarımı, bol bol balık tüketirken yazmayı planlıyorum…
Yeni Sezon İçin Dileklerim
Sezonun başlangıcıyla birlikte ben de içten dileklerimi paylaşmak istiyorum: İnşallah ağlar hep dolu, gönüller hep huzurlu olur. Denizde çalışan kardeşlerimiz güven içinde evlerine döner. Balıklarımız hem sofralara lezzet hem de ekonomiye katkı sağlar. Doğa ile uyumlu, bereketli ve kazasız belasız bir sezon geçer. Böylelikle, kıyıda otururken mutlulukla balıklarımızı tüketiriz. Çünkü, olumsuz haberlerden kötü etkileniyoruz. En azından ben öyleyim. Beni mutsuz ediyor. O nedenle, olumlu bir sezon olmasını diliyorum.
Balıkçılarımız için yeni bir yolculuk başladı. Denizin dalgaları, rüzgârın yönü ve alın teriyle yoğrulan bu emek, aslında hepimize umut oluyor. Onların “vira bismillah” diyerek açıldığı bu yol, sadece denizin değil, hayatın da bereketini hatırlatıyor bize.
Şimdi sıra bizde: Onlara dua etmekte, soframızdaki balığın değerini bilmekte ve doğaya daha çok sahip çıkmakta. Yeni sezon tüm balıkçılarımıza hayırlı, uğurlu ve bereketli olsun!