Yazarlık üzerine kısmi denemelerim oldu. Bu nedenle, yazarlık üzerine onlarca kitabı satın aldım. Onları kitaplığımda tutuyordum. Virginia Woolf’tan Yazarlık Dersleri kitabı da bu kitaplardan biriydi. Kitabı okumadan önce, kitaptan etkileneceğimi düşünmüyordum. Ancak etkileyici bir kitap olduğunu okurken gördüm. Öncelikle şunu söyleyeyim, kitabı sizler için basit biçimde özetleyeceğim. Kitabı farklı yönleriyle inceleyeceğim. Ancak elime aldığım gün bitti. Özellikle yavaş yavaş ve sindire sindire okumaya çalıştım. Kitabı okurken, küçük molalar verip Türk kahvesi falan içtim. Durup düşündüm. Yazarın söylediklerini yapmaya çalıştığımı gördüm. Yazarlık üzerine zaten bir eğilimim var. Benzer fikirlere sahip olduğumu gördüm. Bu nedenle, kitabı sizlere önermek istedim. Virginia Woolf üzerine ilk okuduğum eserdi. O nedenle, Kendine Ait Bir Oda kitabını da aldım. Bir yandan ise onu okuyacağım. Yazarın kitaplarını hemen bitirmek istemiyorum. Çünkü, gerçekten beni çok sardı. Çok beğendim. Özellikle şimdiye kadar çoğunlukta erkek yazarlarının kitaplarını okumuştum. Ancak kadın ve erkek arasında da bir denge kurmaya çalışıyorum bu aralar. Kitabın yazarı, Danell Jones! Kadın yazarı, kadın yazar tanıtıyor. Bu güzel bir denge sağlıyor.
Virginia Woolf’tan Yazarlık Dersleri
Virginia Woolf’tan Yazarlık Dersleri Ne Anlatıyor?
Danell, Virginia Woolf’un yazma üzerine düşüncelerinden ilham alarak yola çıkıyor. Yazar adayları için yedi başlık altında ilham verici bir rehber sunuyor. Disiplin ve motivasyonu öne çıkaran bu eser, Woolf’un günlüklerinden, denemelerinden ve alıştırmalarından seçilen örneklerle zenginleşiyor. Okura, Woolf’u bir sınıfta ders anlatırken hayal etme fırsatı veriyor ve “kendine ait bir oda”ya açılan bir davet niteliği taşıyor. Bu nedenle, okurken özellikle Woolf’ü merak ediyor insan. Kitabı okuduktan hemen sonra elime, bir Virginia Woolf kitabı aldım. Çünkü, kitap acayip akıcıydı. Elime aldım ve kahve içerken merakla okudum. Notlar çıkararak yola devam ettim. Özünde, skor yapmak için okumayı düşünmüştüm. Çünkü, bildiğiniz üzere bireysel bir savaş yaşıyorum. Diğer sene, yani 8 Eylül 2026 tarihine kadar 120 kitap okumam gerekiyor. Bunu kendime bir vazife olarak görüyorum. Disiplinli biçimde ilerleyerek bu yolda sonuca ulaşmayı istiyorum. Ancak okuduğum kitapların zorluk seviyesi beni gerçekten yordu. Bu nedenle, bir solukta okunacak kitaplarla, bu sayıyı desteklemek istedim. 600 sayfalık zor bir eser ile 100 sayfalık basit okunan bir kitap elbette aynı seviyede insanı zorlamıyor. Yormuyor, ancak öğretici değil diyemem. Kitabı sayfa sayısından ayrı olarak ele almak gerektiğine inanıyorum.
Virginia Woolf’tan Yazarlık Dersleri Ne Tavsiye Ediyor?
Okuduktan sonra, güzel bir eserdi dedirten kısa kitaplara da değineceğim. Özellikle satış sayılarına baktığım zaman, kısa ve basit bir dille yazılmış eserler daha çok satıyor. Çünkü, herkese hitap ediyor. Virginia Woolf’tan Yazarlık Dersleri kitabı benim için yine öyle bir eser. Ben bir yarış halindeyim. Kendimi öyle hissediyorum. Yazar, kitap içerisinde, her gün en azından 15 dakikalık günlük yazmaktan bahsediyor. Yazar olabilmek için, her gün veya gün aşırı yazmak gerektiğine inanıyor. Ancak düzenli ve disiplinli olmanın önemine değiniyor. Bundan dolayı, zaten uygulamaya çalıştığım birkaç teknik olduğunu gördüm bazı söylemlerinin. Hatta, vakit ve enerjim olsa her gün blog yazmak isterdim. Muhtemelen, Virginia Woolf yaşıyor olsaydı, iyi bir blog yazarı olurdu. Kitabı okurken bunu hissettim.
Virginia Woolf’tan Yazarlık Dersleri Özetle Nelerden Bahsediyor?
Detayları bir kenara bırakalım; Virginia Woolf’tan Yazarlık Dersleri kitabı özetle, çalışmak ve üretmekten bahsediyor. Bunu ise nasıl yapacağınızı gösteriyor. Kitap süslü sözcüklerden uzak ve gayet yalın bir dil kullanıyor. Yazmalısın, diyor. En azından günlük tutun ve onları saklayın diyor. Sizi yazma alışkanlığı kazanmaktan uzaklaştıran durumları bulun diyor. Örneğin; bir gün veya bir hafta içerisinde neler yapıyorsunuz? Yani, yazmak yerine neler yapıyorsunuz? Sosyal medyada çok mu zaman geçiriyorsunuz? Telefonla çok mu oynuyorsunuz? Oyun bağımlısı mısınız? Ne yapıyorsunuz? Neden yazmak yerine başka şeylerle ilgileniyorsunuz? Öncelikle, eğer yazmak istiyorsanız, yazmaktan sizi uzaklaştıranları bulun, diyor. Çok mantıklı bir adım. Günlük tutmanızı tavsiye ediyor. En azından günde 15 dakika yazın diyor. Bir odanız olsun diyor. Kendine ait bir oda kitabını zaten biliyorsunuz. İyi bir yazarın, birçok ihtiyacı olabilir. Ancak temel ihtiyaçları basittir. Basit bir oda bunların başında gelir. Odanız sizin hakkınızda birçok bilgiyi açığa çıkarır. Odanız önemli. Odanız varsa, ufak geziler yapabilmeniz için bir miktar para gerekir. Beslenme ve barınma gibi temel ihtiyaçlarınızı karşılayabiliyor olmalısınız kısacası. Bunlar zaten herkesin aklına gelir. Ancak birilerinin bunu belirtmesi gerekiyordu.
Yazarlık, eskiden avam kesimin ulaşabileceği bir meslek değildi. Avam kesim, yazarlık yapamazdı. Ancak günümüzde bu durum değişti. Çünkü, yazabilmek için her şeyden önce zamana ve düşünebilmeye ihtiyaç var. Kısacası okumaya ihtiyaç var. Okumak için ise zamana ihtiyaç var. Yazabilmek için kendine ait bir odaya ve zamana ihtiyaç var. Elbette üretme sevdası gerekiyor. Elbette yazarlık tutkusu gerekiyor. Onların işin biraz kreması gibi. Bunları biraz ben türetiyorum.
