Göğü yere indirelim kitabı, başarılı yazar Özgür Balpınar’ın kaleminden çıkan bir eserdir. Göğü yere indirelim kitabını özetlemek gerekirse, Deniz’in yaşamının dönüşümüne değinmek gerekir. Deniz dedim ya, ben değilim bu! Göğü Yere İndirelim kitabının baş kahramanı, Deniz adında zeki ancak biraz yaramaz bir öğrenci. Hatta yaramazlıkları sonucunda başı bazı dertlere giriyor. Bunlardan biri ise okul ile arasının açılması… Okul ile arası açılınca neler oluyor neler… Okul yönetimi onu uzaklaştırıp dışarı doğru itmek istiyor. Deniz’in ailesi ise bunu istemiyor elbette. Onun yerine değişim programı ile 2 aylığına uzak diyarlara göç etmesini anlamlı buluyorlar. Deniz, Afrika’ya gidiyor. Orada bir kabilede yaşamaya başlıyor. Özetlemek gerekirse, yeri göğe indirelim kitabı, Deniz’in maceralarına değiniyor.
Kahramanımız Deniz, macera dolu günler yaşarken, arkadaşlığın önemini Afrika’da anlıyor. Hayatı ve kardeşliği öğreniyor. Afrika’nın zorlu şartlarında bir gruba dahil olmayı öğreniyor. Tabiri caizse İlber Ortaylı’nın İnsan Geleceğini Nasıl Kurar ve Bir Ömür Nasıl Yaşanır kitapları içerisinde belirtildiği gibi geziyordu Deniz. Kitabın kısa özeti tam olarak böyle yapılabilir. Ancak bir kitabı özetleme işlemi, her insanın bakışıyla farklılaşabilir. Sizler farklı yönleri görebilirsiniz.
Göğü Yere İndirelim mi?
Göğü yere indirelim kitabı, bir yetişkinin 1 günde bitirebileceği bir uzunlukta olmasına rağmen, zamana yayılarak okunabilir. Çünkü, eser oldukça naif. Okurken akıp gidiyor. Deniz, kitabın başında bir alaca kuş ile iddiaya tutuşuyor. Yükseldikçe hayali duvarların yıkıldığını görüyor. Yükseldikçe, duvarların ortadan kalktığını idrak ediyor. Ona ise bu fikri bir alaca kuş veriyor. Daha doğrusu ondan öğreniyor. Müthiş bir metafor değil mi? Kitabımız böyle başlıyor. Deniz’in yaramazlıkları ile devam ediyor. Deniz yaramazlıklara devam ederken, ondan hoşlanmayan birileri elbette oluyor. Çünkü, yaramazlıklarının sonucunda okulda bazı sıkıntılar beliriyor.
Kahramanımız oldukça yaramaz ve hareketli olduğu için onu kontrol etmek güç oluyor. Bu nedenle, onun önüne değişim programı ile Afrika’ya gitme şansı çıkıyor. Bu tercih, okuldan uzaklaşması veya atılması dışında, iyi bir senaryo, değil mi? O nedenle geçerli oluyor. Deniz, zorluk görürse, yaşamının kıymetini bilir diye düşünülüyor. Gerçekten de öyle mi oluyor sizce? Onu size bırakalım mı? Okuduğunuzda neler hissedeceksiniz acaba?

göğü yere indirelim
Deniz Afrika’da Maceralara Koşuyor!
Deniz, Kongo’ya doğru yola çıkıyor. Kongo’da onu Basalito karşılıyor. Basalito Deniz’i Kongo’da ağırlayacak birey. Deniz’in yerine ise Basalito’nun çocuğu Türkiye’de kalacak. Basalito’nun çocuğu Türkiye’de Deniz’in ailesinin yanında kalıyor. Hatta halıda uyuyan ve yemeği eliyle yemek isteyen biri. Öyle de yapıyor. Deniz ise Afrika’da av ile uğraşıyor. Değişim programı ile birçok kişinin hayatı değişiyor. Çünkü, farklı kültürleri tanıyorlar. Ancak, olaylar yaşanırken elbette bir miktar homurdanmalar yaşanıyor. Bazı kavgalar ediliyor. Ancak olayın gelişimi açısından önemli noktalarda bulunuyorlar. Çünkü, Deniz aslında bir grupta kendini kabul ettirmek istiyor. Kabile yaşamında kendini kabul ettirmek ise kavga ve av ile oluyor. Deniz sizce bunları gerçekleştiriyor mu? Buna evet diyeceğinize eminim. Çünkü, Deniz’in bunu yapabilecek gücü var. Dolayısıyla Deniz bu maceradan çok ama çok memnun kalıyor.
Göğü yere indirelim kitabı, 1 günde okunabilecek biçimde bir kitap. Dolayısıyla elinize aldığınız gün bitirebilirsiniz. Deniz’in yaşamının renklenmesi ve gökyüzünü sevmeye başlaması, sizleri de bir maceraya itebilir. Kitap içerisinde kabile yaşamına dair yeni bilgiler edinmeniz çok olası. Eğer Afrika hakkında hiçbir bilginiz yoksa kitap çok ideal. Kabilenin ormanda yaşadığını ise söylemeliyim. Ek olarak, sadece ilaç alırken para kullanması ise dikkatimi çeken bir olaydı. Bir nevi Thoreau gibi azaltın sadeleştirin basitleştirin felsefesini uyguluyorlar 🙂
Kitap içerisinde, kabilenin para kullanarak aldığı tek şey ilaç idi. Sahiden, ormanda yaşayan bir kabile olsanız, bir yerinizde sorun olsa neler yapardınız sorusunu akıllara getiriyor. Modern yaşamda hastaneler ve eczaneler var. Tıp öğrenimi gören doktorlar var. Ancak avcılık ile geçimini sağlayan kabilenin bunlara erişme imkânı yok. Betonarme yapıların da kitapta olmadığını söylemeliyim. Kabilemiz ağaç evde yaşıyor. Küçük bir nüfusu sahip ve türlü maceralar yaşıyor. Modern yaşamımızda sahip olduğumuz birçok imkân onlarda yok. Ancak maceraları ise elbette bol!
Sonuç olarak, Deniz’in başından geçenler kitabın özünü oluşturuyor. Kitap tamamı ile macera ve dostluğa değiniyor. İçerisinde;
Gökyüzü ve Alaca Kuş,
Yolculuk,
Doğanın İnsanla Mücadelesi,
Yaşamak Üzerine,
Sevginin Gücü,
Eve Yolculuk
bölümlerini bulunduruyor. Yazarı Özgür Balpınar. Bir solukta okunacak kadar güzel bir eser. Pazar sabahında bir kahve eşliğinde başlanan eser, gündüz güneşi altında d vitamini ihtiyacınızı giderirken bitebilir. Gündüz ise aklınıza Afrika sıcağı gelebilir. Ancak Afrika’ya hiç yağmur yağmadığını düşünen insanlardansanız yanılıyorsunuz. Kitabın içerisinde Afrika’ya dair kısa ve öz bilgiler bulabilirsiniz. Göğü yere indirelim kitabı kısaca böyle özetlenebilir. Başarılı bir eser olarak sizlere sunmak iste mutluluk verici.
Benim hayat görüşüm ise şu: Oku, düşün, öğren ve öğret! Bu nedenle okuyorum ve okumanızı istiyorum. Öğrenmenizi ve öğretmenizi bekliyorum. Yorumlarınızı merakla bekliyorum. Kitaba dair fikirlerinizi yorum bölümünden belirtebiliriz. Öyleyse, göğü yere indirelim mi? Yoksa gökyüzüne mi bakalım?
No Responses